Bordeaux
Fransa deyince öncelikle başkent Paris, Lyon, Marsilya gibi büyük şehirler aklımıza geliyor. Bu defa akla gelmeyen ve duymadığım bir şehirden başladım keşif gezisine. Bordeaux’dan.
Bordeaux Fransa’nın güneybatısında Atlas okyanusuna kıyısı olan tatlı mı tatlı bir şehir. 2007’den beri “tarihî bir liman şehri” olması dolayısıyla Fransa için UNESCO Dünya Mirasları listesinde bulunuyor. Üzümlerin yetiştirilmesine çok elverişli olan şehir, şarapları ile ünlü. Şehrin içinden geçen Garonne nehri de ayrı bir güzellik katıyor. Sakin, huzurlu bizdeki ifadesiyle birbirinden şirin kasabaları olan bir şehir. İnsanların mutlu olduğunu bir markete girdiğinizde bile fark edebiliyorsunuz. Güleryüz, nasılsın ve günaydın gibi benzeri ifadelerle alışveriş yapıyorsunuz. 7’sinden 70’ine herkes spor yapıyor ve bisiklete biniyor burada belki de en önemli sebep bu. İnsanların kendilerine vakit ayırması… 4 gün kaldım ve kesinlikle hiç korna sesi duymadım. Yayalara öncelik tanınıyor kibar bir şekilde. Benim gibi İstanbul’da yaşayan biri için bu da ayrı bir huzur sebebi tabi.
Bordeaux’ta bisiklet kiralayın. Kusursuz bir bisiklet istasyonu sistemi var, fiyatları da çok uygun. Şehir buna göre düzenlenmiş o yüzden kullanmak da çok kolay. Kaykayınız varsa onu da yanınıza almayı unutmayın. Nisan ve mayıs ayları ziyaret ederseniz güzel bir havada bütün bunları rahatça yapabilirsiniz.
BORDEAUX SAİNT MİCHEL KİLİSESİ
TATİL İÇİN DÜŞÜNENLERE TAVSİYELER
Tatil için tercih edeceklere şiddetle tavsiye ediyorum bu şehri. Okyanusa kıyısı olan şehrin kasabalarında güzel bir tatil geçirebilir. Avrupa’nın en büyük kum tepesi(Dune Du Pilat) burada yer alıyor. Orman, okyanus ve çöl bir arada. Hem sessiz hem de kumu çok temiz. Yılın belli aylarındaki uçak kampanyaları takip edildiğinde gidiş geliş çok da ucuza mal edilebilir. Paris’e 8 saat uzaklıkta. Otobüs veya trenle ulaşım uyguna gelebilir. Burada yolculukta otobüs yeni kullanıldığı için buradan Paris’e 1 Euro’ya bile biletler bulmanız mümkün. Ben öyle yaptım. Gece yola çıktık sabah 06:00’da Paris’teydik. Paris oldukça büyük ve kalabalık bir şehir. Bir gün ayırmanız yetmeyebilir. Sakin bir tatil arayanlar için pek de uygun bir şehir değil. Gezilmesi ve görülmesi gereken birçok yer var. Bunları fotoğraflarla anlatacağım elbette.
Fransa vizesi için tavsiyeler
Fransız konsolosluğu rezervasyon belgesi istemiyor. Konsolosluğa istenen belgeleri verirken buna güvendim ve kuzenimin yanında kalacağım için rezervasyon yaptırmadım ya da herhangi bir belge almadım. Dolayısıyla havaalanına girişte sorun yaşadım. Çünkü benden belge istediler. Hatta sadece onu değil seyahat sigortasının belgesini bile istediler. Bunların hepsi vardı, ama vize için konsolosluğa teslim ettiğinizde belgeleri geri vermiyorlar. Dolayısıyla size tavsiyem her belgenizin fotokopisini çektirmeniz. Sorunu bir şekilde hallettim tabi ama tam tersi de olabilirdi.
Dune Du Pilat
Avrupa’da rüzgârla oluşan en büyük kum tepesi. Hayran olduğum, ‘sadece burayı bile görmek için gelebilirim’ dediğim bir yer. Fransa’nın tatil kasabalarından Arcachon’da bulunuyor. Ada havası olan çok sevimli bir kasaba. Bir yanda okyanus, diğer yanda uçsuz bucaksız orman ve ayaklarınızla hissettiğiniz yumuşacık bir kumsal. Hatta bir an kendinizi çölde bile hissedebilirsiniz. Tepeye çıkmak için merdiven yapmışlar, fakat rüzgârdan dolayı merdivenlerde kum. Yukarı çıkmak zor olsa da o eşsiz manzarayı görünce hepsini unutuyorsunuz. Okyanusta yüzebilir o eşsiz maviliğin tadını çıkarabilirsiniz. Aşağı inmeye gelince. Eşsiz bir eğlence. Yuvarlanarak inenler, kayarak inenler, takla atarak ve koşarak inenler… İnanılmaz eğlenceli. Dune du Pilat tepesine çıkmak için bir ücret ödenmiyor. Bölgenin üzerinde yamaç paraşütü de yapılıyor.
PARİS
Fransa’nın simgesi Eyfel Kulesi. Gece ayrı bir görsel şöleni var, mutlaka havanın kararmasını bekleyin. Hatta şehri gezerken son durağınız burası olabilir. Doğusundan Sen Nehri boyunca uzanan yürüme yolu, sizi Paris’in en olağandışı müzelerine doğru alıp götürüyor. Burada sokaklarda kaybolup şehri keşfetmenizi mutlaka öneriyorum.
LOUVRE MÜZESİ (le Musée du Louvre )
Paris’in en ünlü müzesi. Dünyada en çok ziyaret edilen sanat müzesi diye biliniyor. Burayı gezmek için birkaç saatinizi ayırmanız gerekiyor. Beklemeyi sevmeyen ler için sabahın erken saatlerini öneririm. Çünkü öğleden sonra girmek için bir saat bilet kuyruğunda bekleyebilirsiniz.
Louvre Müzesi
LOUVRE MÜZESİ
Sacre Coeur Bazilikası. Paris’in en önemli dini yapılarından biri. Eyfel’den sonra en yüksek yer olduğu ifade ediliyor. Şehrin birçok noktasından görülebiliyor. İçeride bir ayine denk gelmeniz ve izlemeniz de mümkün.
Jardin Des Tuileries